Türkiye'nin En Mutlu Forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

http://yeterince.benimforum.org/
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
Misafir
Misafir
avatar



Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Vide
MesajKonu: Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Icon_minitime04.08.08 10:36

Kadir CAN


İnsan vücudu asla bize klasik anatominin öğrettiği gibi değildir.
Klasik anatomi, bize canlı vücuduna ait kabataslak bir şema verir, bu
şemanın bazen gerçeğe uymadığı anlar olabilir. Organizmanın nasıl
teşekkül ettiğini anlamak için bir kadavrayı açıp bakmak kafi değildir.
Kadavrayı açmak suretiyle; iskeleti, organları ve kasları görebiliriz.
Ancak organizmanın işleyişine ve organların birbirleriyle koordineli
çalışmalarına dair bilgilerimiz son derece kısıtlıdır. Canlı vücuduna,
mükemmel bir hassasiyetle yürütülen ve homeostasis denilen bir
fizyolojik denge mekanizması yerleştirilmiştir. Bu denge sayesinde
hayatımızı sürdürürüz, fakat Yaratıcı'nın sonsuz ilim ve kudretiyle
kurmuş olduğu ve her an müdahalede bulunduğu halde farkında olmadığımız
homeostasiyi sağlamak görüldüğü kadar kolay değildir. Bu iş için,
milyarlarca hücre, yüzlerce organ iş birliği halinde bütün güç ve
kabiliyetleri ile çalışmaktadırlar. Tıbbın ulaştığı bunca imkanlara
rağmen bırakın bu dengenin hassas mekanizmasının anlaşılmasını, hala
bir kromozom üzerindeki genlerin karşılıklı münasebetlerine ait bilgiyi
bile tam olarak okuyamamaktayız. İnsan Denen Meçhul adlı kitabıyla
Nobel Tıp Ödülü alan Dr. Alexis Carrel, kitabında bu konuda şunları
söylüyor:

"Ne Sezar'ın ihtirası, ne Newton'un tefekküre dalışı, ne Beethoven'in
ilhamı, ne de Pasteur'ün hararetli gözlemleri, dokuların beslenişindeki
sırrı açıklayamamıştır. Buna rağmen, bilim adamları bir an olsun
durmadan çalışmakta ve her geçen gün insan vücudu hakkında yeni yeni
bilgiler elde etmektedirler. Son yıllarda homeostasiyi sağlayan
mekanizmalardan biri olan "feedback (geri-besleme) mekanizması"
şeklinden yararlanılarak "biyo-feedback (biyolojik geri-besleme)" adı
altında yeni bir tedavi şekli ortaya atılmıştır. Biyolojik
geri-besleme, insan vücudunda olan bir biyolojik işleyişin kopya
edilmesi ile geliştirilmiştir. Izdıraplarımız, neşelerimiz ve dünyanın
telaşı ne olursa olsun, organlarımızın temposu pek az değişir.
Hücrelerimiz işlerine hiç şaşırmadan devam ederler, iç durumlarımızda
büyük bir istikrar vardır. Bir örnek verecek olursak; kan, büyük basınç
ve hacim değişikliklerine uğramaz. Hazım sırasında kan, litrelerce suyu
mideye, bağırsağa, karaciğere ve pankreasa verir. Şiddetli kas
hareketleri gerektiren bir idmanda, bir boks karşılaşmasında, ter
guddelerinin çok çalışmasıyla bol miktarda su kaybedilir. Dizanteri ve
kolerada bağırsak mukozaları su kaybettiği için hacmi küçülür. Su
kazançları ve kayıpları, kan kütlesinin ayarlayıcı mekanizmaları
(feedback) ile tam olarak telafi edilir.

Acil durumlarda da vücut hemen dengeye ulaşmak ister. Çok fazla ışıkta
göz bebeği küçülür, karanlıkta daha fazla ışık almak için göz bebeği
büyür. Deri kesilmelerini ve çatlamalarını azaltmak için ter
salgılanır. Kanamayı azaltmak için kan damarları büzülür. Mide ve
bağırsaklar sindirim sırasında enerji tüketimini azaltmak için yavaş
çalışırlar. Kalp hızlanınca, kan basıncı artar.

Normal olarak stresli ve heyecanlı bir hadise bitince insan rahatlar.
Biyolojik geri-beslemenin temelinde de bu yatar. Her hastalık veya
rahatsızlığın bir sebebi vardır. Bu sebep bir mikrop olabildiği gibi
bir stres de olabilir. Bu stres ortadan kalkınca hastalık da ortadan
kalkar. Karanlık dar bir sokakta yürüyorsunuz ve size doğru gelen bir
ses işittiniz. Korkarsınız, kalp atışlarınız hızlanır, hemen çeşitli
hormonlar (ACTH, kortizol, adrenalin vb.) salınır. Vücut tehlikeye
karşı hazırola geçer. Oradan kaçtığınızda veya uzaklaştığınızda
gevşersiniz. Çünkü tehlike geçmiştir. Rabbimi-zin, vücut makinemizi
korumak ve istikrarlı çalışmasını temin etmek üzere koyduğu bu sistem
olmasaydı, düşmanımıza karşı nefs-i müdafaa yapamazdık, sıcakta yanar,
soğukta donardık. Birine kızınca vücudunuz kavga haline geçebilir.
Yumruklar sıkılır. Eğer kızdığınız kişi patronunuzsa kızgınlık hissini
gözardı edersiniz. Yine trafikte sıkışıp kaldınız, dakikada 10 metre
ilerliyorsunuz. Kızıyorsunuz, ama hiçbir şey yapamıyorsunuz. Uzmanlara
göre; vücudun bu şekilde tekrar tekrar aktif hale gelmesi, vücut
fonksiyonlarının bazılarının kalıcı olarak aktif kalmasını sağlar.
Neticede organlarımız demirin eğelenmesi gibi hasar görür ve
rahatsızlıklar ortaya çıkar. Biyo-feedback, ağrı, hastalık ve strese
karşı vücudun bu aktif durumlara verdiği cevabı düzenleyen bir
sistemdir. Kötü bir öğrencinin, güleryüzlü bir öğretmenle arıza
çıkarmadan yetiştirilmesi ve başarılı bir piyano ustası olması gibidir.

1990-2000 yılları arası Amerika'da "beynin 10 yılı" ilan edilir. Maksat
beyinle ilgili araştırmaları teşvik etmektir. Bi-yo-feedback,
mind-machine (ışık ve sesle beyin simülas-yonu yapan cihaz) ve CES
(beyindeki elektirik sinyallerini kaydetmek için cihaz) ile ilgili
araştırma konuları ilk göze çarpanlardır. Son 20 yıldır Japonya,
Kanada, Fransa ve Amerika'da biyolojik geri-besleme tedavisi büyük
gelişmeler göstermiştir.

Hiperaktif (aşırı hareketli) bir çocuk düşünün, onu durdurmak mümkün
değil. Okul ödevlerini yapmıyor. Dikkati dağınık. Komşuları tarafından
hep şikayet ediliyor. Bilgisayara bağlı biyo-feedback cihazı ile çocuğa
özel oyunlar oynatılıyor. Birkaç ay sonra çocuğun daha sakin, uysal ve
okulunda başarılı olduğu görülüyor. Bu bir mucize mi? Hayır. Özel oyun
ve cihazlarla, çocuğun beynindeki dalgalar eğitilmiştir.

Feedback Nedir?
Pozitif ve negatif olmak üzere iki tip feedback (geri-besleme)
mekanizması vardır. Negatif feedback, için en meşhur örnek,
termostattır. Isıtıcının ayarını 30 °C'ye ayarlarsanız, bir müddet
sonra ısı 30 °C'ye ulaşınca termostat kapanır. Isı 30 °C'nin altına
düşünce tekrar çalışır. Odanın sıcaklığı uygun bir derecede tutulur.
Vücudumuzun ısısı da benzer bir sistemle kontrol edilir. Vücudun su
ihtiyacı arttığında böbrek kanalcıklarında suyun geri emilmesi artar,
su ihtiyacı giderilince geri emilim normale döner. Vücudumuzda bunun
gibi yüzlerce mekanizma mevcut olup, biz farkında olmadan çalıştırılan
bu mekanizmalar sayesinde hayatımızı sürdürürüz. Mesela, aşırı ısınıp
yanmaktan veya üşüyüp donmaktan korunuruz, kanımızdaki oksijen ve şeker
seviyeleri her an kontrol edilir ve eksilince takviye yapılır.

Pozitif feedback ise biraz farklıdır. Mesela; mikrofonu ele alalım.
Mikrofon sesi önce toplar, daha sonra sesi yükselticiye gönderir ve ses
artmış olarak geri döner.
Biyolojik sistemlerde bilhassa negatif geri-besleme sistemi çalışır.
Sıcaklık, hormon ve şeker seviyesi böylece dengede tutulur. Şekerli
besinler alınca pankreastan insü-lin hormonu salınır, şekerli besin
sindirildikten sonra pankreastan başka bir hormon olan glukagon (kan
şekerini yükselten hormon) salınır. Böbrek üstü bezinden salgılanan
adrenalin hormonu ise ihtiyaç sırasında, kandaki şekerin yakılmasını
temin eder. Böylece şekerin karaciğer, kan ve kaslardaki dengesi
ayarlanır. Bu geri-besleme sistemi ile şeker seviyesinin belirli bir
aralıkta kalması sağlanır. Pozitif geri-besleme vücudumuz için zararlı
olabilir. Bir elma yediğinizi düşünün. Pankreas şekeri görünce daha
fazla glukagon salgılıyor (mikrofon örneği). Sonuç, şeker koması ve
ölüm...

Vücudun pozitif geri-beslemeyi kullandığı yerlerden biri sinir
sistemidir. Beyin kendine gelen sinyalleri artırarak cevaplar
(amplifikatör gibi). Böylece çok hafif sesleri işitmek, çok zayıf ışığı
fark etmek veya çok hafif kokuları bile duymak mümkün olabilmektedir.

Genetikçilerin ve psikoterapistlerin aksine bazı bilim adamları, ağrı
ve stres gibi durumların geribesleme mekanizmasının bozulması sonucu
oluştuğunu iddia etmektedirler. O halde ağrı nedir? Ağrı nörolojik bir
vakadır. Duygusal bir ifade olan ağrı birçok mesajlar taşır. Beyin
tehlikeli olarak algıladığı şeyleri kimyevi ve biyolojik (makrofajlar,
mast hücreleri gibi) birimleriyle yok etmeye çalışır. Bozulan
geri-besleme sistemi tamir edilince ağrı da ortadan kalkar.

Biyolojik Geri-Besleme Nasıl Keşfedildi?
Kalp ritmi, solunum frekansı ve kan akımı, çok sıkı bir denetim
altındadır. Denetimi yapan Yaratıcımızın bizim için programlayarak
yerleştirdiği otonom sinir sistemidir ve isteğimiz dışında çalışır.
1960'da ünlü fizyolog Neal Miller, otonom sinir sisteminin sıkı
kontrolü altında olan biyolojik fonksiyonlarda manipülasyonlar
yapılabileceğini söyler.

Pavlov, yaptığı ***** deneyi ile şartlı refleksi açıklamıştı. Miller
daha ileri gider ve hayvanın tükürük miktarını, az veya çok
düzenleyebileceğini söyler. Daha sonra yapılan deneylerle de bu
gösterilir ve biyo-feedback kavramı doğar.

Psikoterapide Biyolojik Geri-Besleme Nedir?
Fizyolojik fonksiyonların, irade terbiyesiyle kontrolünü öğreten bir
tekniktir. İnsanlar, böylelikle sağlıklarını, performanslarını
sürdürür, artırır veya rahatsızlıklarını azaltırlar.
Bunun için bazı aletler kullanılır. Bu aletlerle, vücuttaki sinyaller
bilgisayar ekranına aktarılabilir. Bu sinyallerin değerlendirilmesiyle,
biyolojik geribesleme terapistinin de yardımıyla, hastanın arzusu
üzerine sinyaller değiştirilir. Bu metodun tekrar tekrar uygulanmasıyla
fizyolojik model istenen seviyelerde tutulur.

Tatbik Sahaları
Biyo-feedback, inkılap niteliğindeki bir tedavi şeklidir ve istikbalin
tedavisi olarak adlandırılır. Tatbikat sahaları çok geniştir ve her
geçen gün bu alanların sayısı artmaktadır. Günümüzdeki başlıca tatbik
sahaları şunlardır.
1. Stress
2. Kronik yoğunluk sendromu
3. Depresyon
4. Fobiler
5. Panik sendromu
6. Obsesiflik
7. Alkolizm gibi bağımlılık
8. Migren
9. Sırt ağrısı
10. Hipertansiyon
11. Spastik kusurlar
12. Astım
13. Alerjik hastalıklar
14. Uykusuzluk
15. idrar yolu bozuklukları
16. Raynaud hastalığı

Biyolojik geri-besleme, hastalık tedavisinin yanında, eğitimde de
kullanılır. Kanada ve Japonya'da olimpiyatlara katılan oyuncuların
performansını en üste çıkarmak için biyo-feedback tedaviden
faydalanılmaktadır. Okullarda, eğitim ve iletişim sahalarında da
kullanılır.

Biyolojik Geri-Besleme Türleri
Galvanik deri direnci (GSR), Elektriki deri cevabı (EDA),
Elektroencephalografi (EEG), Termal (TEMP), Elektrom-yografi (EMG) ve
nöro-feedback türleri vardır.

GSR ve EDA gibi elektroderma tedavide, deriye elektrik akımı verilerek
derinin direnci ölçülür. Ter bezleri aktif ise direnç azalır. Ter
bezlerinin aktif veya inaktif olması sempatik sinir sisteminin
aktifliğinin bir göstergesidir.

Yine GSR ile iki kalp atışı arasındaki deri direnci ölçülür. Bu, eski
yalan makinelerinin modern bir versiyonudur. Bilgilerin bilgisayara
girilmesiyle hissi durum ile sempatik sistem arasındaki karşılıklı
münasebet anlaşılır.

EMG'de ise kaslardaki elektrik aktivitesi ölçülür. Bu usul sporcuların
kas gücünün artırılmasında kullanılır. Nöro-feedback'te (sinirsel
geri-besleme) beyindeki elektrik dalgaları, TEMP'de ise el ve ayak
parmaklarının ısısı ölçülür. Buralardaki ısı, damarların genişlemesi ve
daralmasıyla orantılıdır. Damarlar genişleyince ısı artar, damarlar
da-ralınca ısı azalır. Böylece kişinin hissi ve fiziki durumu ile
ilgili bilgiler toplanır. Dolayısıyla da sempatik sistem hakkında fikir
edinilir. Kişiyle bir sohbet yapıldığında parmak uçlarındaki ısı dakika
dakika değişmektedir. Tartışmalı ortamlarda damarlar daralmakta ve ısı
düşmektedir. Rahat ve güvenli durumlarda ise ısı artmaktadır.

1943'te Mittelmann enteresan bir neticeyle karşılaşır. Normalde korkan
bir kişinin parmak ısısı düşmektedir. Ancak korku hali olduğu halde,
kişi güvende olduğunu hisseder ve kendine güvenirse parmak ısısı
düşmemekte aksine artmaktadır.
Migren hastalarının çoğunun el ısıları 25-30 °C'dir. 1972'de Sargent,
migren hastalarına ellerinin ısılarını artırmalarını söyler.
Hastalarının % 85'inin migren ağrıları dinmiş veya azalmıştır.

Hastalara sakin bir sesle "ellerin ısınıyor!, ellerin ısınıyor!,
ellerin ağırlaşıyor!..." denildikçe hastalarda bir rahatlama olmuş ve
ağrıları azalmıştır. Bu durum bittiğinde eller tekrar soğumaya
başlamıştır.

Biyo-Feedback Tedavisi Nasıl Uygulanır?
Süre üç hafta kadardır. Her seans 30-50 dakika olup, ortalama 20-40
seans yeterlidir. Fizyolog, psikolog gibi uzmanlarca uygulanan tedavi,
insan psiko-fizyolojisinin kontrolü için kullanılır. Cerrahi müdahale
için bile bu teknik kullanılarak anestezi tesirinin oluşabileceği iddia
edilmektedir. İlaçlar gibi yan etkisi yoktur.
Biyo-feedback sadece bir tedavi metodu değildir. Özellikle eğitim
alanlarında beynimizin öğrenme mekanizmasının bazı özelliklerinin
tespit edilmesiyle çok daha hızlı ve kalıcı öğrenme, hafızayı
güçlendirme gibi yolların geliştirilebileceği düşünülmektedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
HunteR_KonT
™Administrator™
™Administrator™
HunteR_KonT

Erkek
Yaş : 30 Kayıt tarihi : 05/08/08 Mesaj Sayısı : 859

Paylaşımlar:
Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Img_left1000/1000Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Empty_bar_bleue  (1000/1000)
Mutluluk:
Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Img_left1000/1000Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Empty_bar_bleue  (1000/1000)

Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Vide
MesajKonu: Geri: Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Icon_minitime05.08.08 19:47

paylaşım içinb saol
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mustafa
Yeni Üye
Yeni Üye
mustafa

Erkek
Yaş : 29 Kayıt tarihi : 04/08/08 Mesaj Sayısı : 58

Paylaşımlar:
Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Img_left1/1Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Empty_bar_bleue  (1/1)
Mutluluk:
Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Img_left999/999Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Empty_bar_bleue  (999/999)

Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Vide
MesajKonu: Geri: Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Icon_minitime08.08.08 18:50

paylaşım için saol
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
kaka
Üye
Üye
avatar

Erkek
Yaş : 33 Kayıt tarihi : 13/08/08 Mesaj Sayısı : 87

Paylaşımlar:
Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Img_left1/1Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Empty_bar_bleue  (1/1)
Mutluluk:
Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Img_left999/999Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Empty_bar_bleue  (999/999)

Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Vide
MesajKonu: Geri: Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Icon_minitime13.08.08 11:34

sagol dostum
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Fatih
™Administrator™
™Administrator™
Fatih

Erkek
Yaş : 29 Kayıt tarihi : 09/09/08 Mesaj Sayısı : 329

Paylaşımlar:
Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Img_left1/1Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Empty_bar_bleue  (1/1)
Mutluluk:
Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Img_left999/999Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Empty_bar_bleue  (999/999)

Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Vide
MesajKonu: Geri: Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme Icon_minitime10.09.08 16:41

paylaşım paylaşım paylaşım:DD
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Yeni Yüzyılın Tedavi Metodu: Biyolojik Geri Besleme

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Türkiye'nin En Mutlu Forumu :: Bilgi Bankası :: Lise Bilgileri -
Powered by phpBB © phpBB Group
Copyright © 2009 By Skip & The Vural